İçimde Birlik, Ailemde Birlik /

Eminim aklıselim herkes,

bu güzel dünyamızda “BARIŞ” ister.

SAVAŞ deyince akla ilk

ülkeler arası savaş geliyor.

Halbuki savaş/çatışma aslında

Evlerimizde ve iş yerlerimizde ve var.

Günlük hayatımızda bir çok kez “anlaşmazlık”

yaşadığımız durumlarla karşı karşıya kalabiliyoruz.

Ufak şeyler bir anda büyük olaylara dönüşebiliyor.

En son sinirlendiğiniz anı hatırlayın

veya siz rahatsızlık veren bir olayı?

Farkında olalım ya da olmayalım,

bu dünyada her gün nasıl bir tavırda olduğumuz,

insanlarla olan ilişkilerimizin kalitesi,

sinirlendiğimizde nasıl bir tepki verdiğimiz dünyamızı etkiliyor.

Ve dolayısıyla “dünya barışını”…

Peki, hepimizin iyiliği için arzuladığımız bu “BARIŞ”ın gerçekleşmesi

için acaba bizler ne yapıyoruz? Ne yapabiliriz diye hiç soruyor muyuz kendimize?

Dünyadaki barışa bir nebze katkıda bulunmak istiyorsak,

ilk adım olarak önce kendi küçük çemberimizdeki barışa

katkı sağlayarak başlayabiliriz.

AİLEMİZDE

BİR’LİK /

Şu soruyu soruyorum kendime: Öncelikle kendi içinde, ailesinde, dost ve yakın çevresinde barış ortamını sağlayamayan, bu emel uğruna çaba sarf etmeyen birinin dünya barışından söz etmesi mümkün mü acaba?

Mesela;

Çocuklarınıza öfkelendiğinizde nasıl tepkiler verirsiniz? Aile içinde size karşıt fikir beyan edenlere nasıl davranırsınız? Onları dışlar mısınız? Yoksa var oluşlarına saygı duyarak kendi görüşlerini ifade etmelerine tolerans gösterir misiniz?

Biri bir hata yaptığında ya da size ters gelen bir davranışta onu ilk seferde yargılar, asıp keser misiniz? İlk tepkiniz yargısız infaz mı olur genelde? Yoksa kabul etmediğiniz durumları da, açık yüreklilikle ve şefkatle karşılayabilir misiniz? İnançlarınıza ve geleneklerinize ters gelenleri ayrıştırır mısınız? Veya herkesin kendi içindeki ışığını görmeye gayret edip, özümüzde aynı olduğumuzu hatırlamaya mı niyet edersiniz? Biri trafikte önünüzü kestiğinde hemen küfrü basıp, onu yaptığı için yargılar ve benzer bir davranış mı sergilersiniz?

Bugün bulunduğum yerden, evliliğimin ilk 10 yılını kendi içimde çatışmalarla dolu bir ruh haliyle geçirdiğimi görebiliyorum. Belki dışardan sempatik biri gibi görünüyordum ama içimde kopan fırtınaları ben bile göremiyordum o günlerde. O fırtınaların dışa yansımaları en yakınlarımla olan ilişkilerimde patlak veriyor ve bu durum ailemizin en güvenli limanı olan evimizde huzursuzluğa sebep oluyordu.

İÇİMDE

BİR’LİK/

Yıllarca yaptığım içsel farkındalık çalışmaları ile geldiğim noktada şunu fark ettim: Ne ailem ne de yaşadığım durumlar değişti. Hayatım daha zor ya da kolay değil şu an. Ancak, algım değişti; seçimlerin değişti; tepkilerim değişti; özümdeki Raquel değişti. Ve her gün değişmeye de devam ediyor.

Oğullarımın sahibi olmadığımı, sadece onlara eşlik eden biri olduğumu kabul ettim. Onların benim doğrularıma sahip olamayacaklarını, kendi doğrularını bulmaları gerektiğini kabul ettim. Kendi doğrularımı onlara sunabileceğimi, ancak dayatmamın alan ihlali olduğunu kabul ettim. Dışlamak yerine, cezalandırmak yerine, ayrıştırmak yerine, farklı bir seçim yapmayı seçiyorum her gün.

Ve tabii ki günlük hayatımda dostlarımla, tanıdıklarım ve tanımadıklarımla pratiğime devam ediyorum. Benim görüşlerimden farklı seçimler yapsalar da, özünde insan olduklarını, benzerliklerimizin yanında tüm benzemeyen yanlarımızın da değerli olduğunu herşeyin BİR olduğunu kabul etmeye çalışıyorum.

GÜNLÜK HAYATIMIZDA

AN VE AN DEĞİŞME PRATİĞİ/

Pratik bu.

Bazen zor, bazen kolay oluyor.

Ancak pratiği elden bırakmadan

pes etmeden, ara sıra tökezlesek de,

başaramıyoruz gibi hissetsek de yola devam…

Zamanla huzur, barış, şefkat daha çok verebildiğimiz duygular, yaydığınız frekanslar olmaya başlıyor.

Kabul, sabır, güven, gibi değerleri pratik ettikçe hayatımızdaki şefkat ve huzurlu duygular da çoğalıyor.

Kendi içimizdeki “BİR’LİK” DUYGUSUNU tadınca dünyadaki

“BİR’LİK DUYGUSU”nun da tadına varılabileceğini düşünüyorum.

Hepimiz dünyada barış ve huzur olmasını istiyoruz değil mi?

O zaman başlayacağımız yer neresi; derinlerde hepimiz biliyoruz:

Kendi küçük dünyamız.

Önce iç dünyamız, ailemizin dünyası,

ve dışarıya doğru açılan dünyamız.

Dünya barışı için tüm farklılıklarımıza rağmen

hepimizin bir olduğunu her gün hatırlamaya,

birlik bilinci ile yaşamaya ve hayatımızda olan olaylara

ve insanlara o gözle bakmamaya şu AN başlayabiliriz. Ne dersiniz?

Bir ustanın çok güzel bir sözü ile bitirmek istiyorum yazımı.

“Eğer aydınlandığını düşünüyorsan ailenle bir hafta sonu geçir.” der.

En büyük uyarıcılar ve tetikleyiciler en yakınlarımızdır. Çünkü hayatımızdaki en yumuşak karnımızın, en güçlü bağlantılarımızın olduğu yerlerdir. Dersleri birlikte öğrenmek üzere gelmişiz bu yaşama. Önce kendimizle sonra da onlarla sağladığımız içsel huzur ve barışçıl ilişkiler dünya barışına ilk yapacağımız gerçek katkı olacaktır.

Sevgi ile kalın

Hep BİR’LİKTE

huzur ve barışı

tohumlarını ekelim.

Previous
Previous

Be at peace / Huzurlu Olun/

Next
Next

Face of Peace / Barışın Gülümseyen Yüzü /