Be at peace / Huzurlu Olun/

Evrim süreci içerisinde kendimize içimizde var olan “huzursuz” bir ses yaratmışız.

İç ve dış dünyamızda oluşabilecek tehlikelere karşı bizi temkinli, hazır ve nazır tutmaya çalışan bir sestir bu. Bize sürekli “Güvende değilsin; kendini koruman lazım; etrafında sana karşı bir sürü tehdit oluşturabilecek unsur var.” diyen bir ses…

Bazen bu sesin varlığını bile unuturuz; çünkü otomatiğe bağlanmıştır.

Bir deneyin kendinizde.

Mesela şu an çevrenizdeki bir olaya ya da bazı kişilere karşı bedeninizde bir huzursuzluk, kasılma ya da dikkatli olmanızı gerektiren bir his oluşuyor mu? Gözlemleyin.

İÇ HUZUR İÇİN

MINDFULNESS TEMELLİ

PRATİKLER /

Mindfulness Temelli Koçluk yaklaşımımda danışanlarıma bu tür pratiklerle insan doğamızdaki bir takım oto-pilot hallerini gözlemleyerek farkındalık getirmeyi hedefliyorum.

Mesela kendinizi şöyle bir köşede korumasızca bırakıp sadece 5 dakika sakince oturabiliyor musunuz? Yoksa; kendinizi tamamen rahat ve huzurlu hissetmenizi engelleyecek bloklarınız mı var? Aslında bir çoğumuz için o kadar zordur ki bunu yapabilmek. Maalesef beynimizin fabrika ayarları yüzündendir bu yaşadığımız.

Peki, gerçekten doğru mudur güvende olmadığımız? Zihnimiz gelecekte gezinirken çoğunlukla plan yapar veya endişe duyar; eğer geçmişte ise genelde hüzün, pişmanlıklar ve kızgınlıklar alır sahneyi.

“ŞU AN”

GÜVENLİ

LİMAN/

Peki ya ŞU AN, şu dakika? Muhtemelen çok ciddi bir sorunumuz yoktur. Mükemmel değilizdir belki ama genel olarak iyiyizdir. Yani biri bize saldırmıyor, ya da suda boğulmuyoruzdur. Nefes alış verişiniz, kalp atışınız, beyninizin çalışması bir şekilde normaldir.

Bir pratik olarak, günlük koşuşturmanız içerisinde kendinizi 2-3 kez böyle kontrol edebilirsiniz. “Bir tedirginlik içinde miyim?” Yoksa “Her şey bir şekilde yolunda mı?”

Karşılaştığınız problemlerle başa çıkarken bile “an’da olmaya” ve endişe duyacak bir durum olmadığı farkındalığına kendinizi davet edebilirsiniz. İşlerin hep kötü gideceğine dair korkunuz, “kendinizi iyi hissetmeye izin verdiğinizde” inanın azalmaya başlayacaktır.

İÇİMİZDEKİ

SAKİNLİKLE

TEMAS/

Tabii ki bazen gerçekten kendinizi farklı sebeplerden dolayı iyi hissetmeyebilirsiniz. O zaman elinizden geldiğini yapmaya gayret edin. Ancak bilin ki, derinlerde bir yerde öz benliğiniz güçlü bir şekilde oradadır ve nefes alıp veren, canlı ve hissettiğiniz korkudan çok daha büyük bir gerçek vardır. Tıpkı fırtınalı bir suyun derinliğindeki huzurlu sakinlik gibi…

Buradaki pratik içimizdeki bu sakinlikle temas kurabilme pratiğidir: Fark edeceksiniz ki; “Şu an iyisinizdir.” Bu temel iyi olma haline doğru nüfuz etmek ve hissetmek, varlığınız, beyniniz ve sağlığınız için çok etkili bir tutumdur.

ZORLUKLARA KARŞI

YENİ BAKIŞ AÇILARI

GELİŞTIREBİLİRİZ. /

Hayat her zaman arzu ettiğimiz gibi gitmeyebilir ancak olaylara bakış açımızı biz belirleyebiliriz.

Tekrar tekrar bir şeylerin iyi gitmediğine dair düşünceler oluşturmanız,

bir şeylerin mükemmel olmadığını var saymanız, zaman içerisinde sizin öz güveninizi ve ruh halinizi ve kendinize verdiğiniz değeri olumsuz yönde etkiler hale gelecektir.

Geçmişte bir takım zorluklar yaşamış olabiliriz, ancak bu yaşadığınız duygusal girdapların sizin kaderiniz olmadığı farkındalığı bakış açınızı değiştirmenize yardımcı olabilir.

Bu deneyimleri yaşayan “içimizdeki çocuğa” olabildiğince nazik davranmalıyız. Kendi yaradılışımızı, mizacımızı her yönüyle kabul edebilmeli, onurlandırmalı, güzel yanlarımızı görebilmeli ve zor durumlarda kendi varlığımıza iyi bakabilmeliyiz.

TEPKİSELLİĞİMİZİ

KONTROL EDEBİLİRİZ. /

Bazen olumlu olaylara bile olumsuz yaklaştığımız olur.

Mesela biri bize bir övgüde bulunmuştur ancak

bu durum kendimizi değersiz hissetme halinizi kamçılamıştır.

Ya da biri bize iyi bir iş teklif etmiştir ama

biz o işi hakkıyla yapıp yapamayacağımız endişesi içine girmişizdir.

Ya da biri bize sevgisini ifade eder,

biz ise ilerde hayal kırıklığına uğrar mıyım düşüncesine gireriz..

İnsan doğamız böyledir işte.

Böyle durumlarla karşılaştığınızda bu durumun üzerine ilave hikayeler eklemeden ve acıyı ıstıraba dönüştürmeden kendinizi bilincinizin o sınırsız alanında tutmaya çalışın.

İÇ HUZUR İÇİN

ALAN AÇMAK /

Klasik bir örnektir belki ama küçük bir kaseye suyu koyup içine de bir kaşık tuz atıp içtiğinizi hayal edin. Bu tuzlu suyu içmek zor gelir değil mi? Şimdi o kabı, içi su dolu 3 kat daha büyük başka bir kaba boşalttığınızı hayal edin. Suyu içmeniz daha kolay olacaktır değil mi?

İç huzurun temel unsuru işte bu alanı kendimize açabilmekte gizlidir.

Mindfulness temelli pratiklerle ve yeni bakış açılarıyla hayatın zorluklarını “tuz ve su dolu sürahi” örneğinde olduğu gibi açtığımız şefkat dolu alanda tuzu eriterek içilebilir hale getirmek mümkün olabilecektir ve zorluklara rağmen huzur ortamı yaratabilmek daha kolay olacaktır.

Sevgiyle kalın.

Previous
Previous

Tetiklendiğiniz An /

Next
Next

İçimde Birlik, Ailemde Birlik /