Stresi Yönetebilmenin 12 Pratik Yolu
Zen ustası Thich Nhat Hanh’ın pek çok değerli eseri var. Mindfulness konusunda yazdıklarını minik kitapçıklar halinde bir araya getirdiği yayınlarında “Neyi, nasıl yapmak bize iyi gelir?” sorusuna dair harika önerilerde bulunuyor. Bu seriden “Nasıl rahatlayabiliriz? – How to relax?” kitapçığı, stresle baş edebilmemize bazı yollar sunuyor.
1. NEFESİMİZE DÖNMEK /
Çok temel, hatta klişe gibi görünse de, stresli durumlarda nefesimize, yani bedenimize dönmek, içinde bulunduğumuz stresli an’da bize mucizevi bir alan açıyor. Bilinçli olarak ve özel bir çaba sarf etmeden sadece 3 derin nefes alıp vermek bile bazen bizi merkezlendirmeye yetebiliyor.
2. ZİHİN VE BEDEN BAĞLANTISINI AKTİVE ETMEK /
Thich Nhat Hanh, “Önce bedeninize iyi bakın, zihninizle daha sonra ilgilenebilirsiniz.” diyor, tıpkı, büyük önder Atatürk’ün güzel sözlerini teyit edercesine. Bedenimizde bir gerginlik olduğunda doğal olarak bu zihin sağlığımızı da etkiliyor. O nedenle nefes aslında beden ve zihin arasında bir köprü görevi görüyor. Eğer acı ya da ruhsal açıdan bir daralma ve sıkıntı hissediyorsanız, kendinize şefkat ve ilgi gösterme vaktidir. Unutmayın, bedenimizin doğal ve olması gereken hali, sakin ve dingin halidir. O yüzden bu dengeye geri gelebilmek için nefesle gergin halimizi regüle edip zihinsel kapasitemizi ve stresle baş etme gücümüzü artırmamız için özel çaba sarf etmeliyiz. Zihin ve bedenimize iyi gelen besinleri de tüketmemiz de bu çabaya dahil.
3. İÇİMİZDEKİ ÖZ KAYNAĞA GÜVENMEK /
Thinh Nhat Hanh, suya benzetiyor varlığımızı. Bazen dalga, bazen dingin bir su, bazen de fırtına durumundayız. Ve bu suyun bu farklı hallerinden geçerken duygularımızı yönetebilme ve dönüştürebilme gücüne de sahibiz. Fırtına’yı dindirmek elimizde. Evet bazen çok ama çok zor, hatta imkansız olabiliyor. O açıdan değiştiremeyeceğimiz şeylere de kabul vermek, teslimiyet haline geçebilmeyi de öğrenmemiz ve bu güçlü dalgalara karşı çıkmanın da bize zarar vereceği bilinciyle hareket etmemiz gerekiyor.
4. BEDENİMİZİ DİNLEMEK /
Şifa bulabilmek için önce bedenimizi iyi dinlememiz gerekiyor. Hissettiğimiz acıların, gerginliklerin ve stresin farkında olup ön yargısızca dinleyebilmek… Bu anlamda meditasyon bize bu alanı açan seküler bir pratik. Bir kaçış değil, tam aksine durmamızı ve odaklanma sağlıyor. Ve tabii öncelikle durmamızı. Aksi halde duyamayız ve zihnimizde dönüp duran düşüncelerle de yüzleşemeyiz. İç huzuru sağlamak pratik yaparak artabilen bir beceri aslında. Ne kadar çok nefes pratiği ve meditasyon yaparsanız, zamanla nefesinizin daha derin ve dingin olduğunu göreceksiniz.
5. KENDİNİZE ÖZEL BİR RAHATLAMA ALANI BELİRLEMEK /
Evinizde yatağınızın dışında rahat ettiğiniz bir yer var mı acaba? Biraz stres hissettiğinizde soluğu orda aldığınız ve rahatlayacağınız bir alan, bir köşe? Fırsat bulduğunuzda, işlerinizi hafiflettiğinizde, ya da işlerinizin arasında bir an.trakt vermek istediğinizde böyle bir yer size huzur ve rahatlık verecektir. Hatta bekli de bir mum, loş bir ışık ya da bir sevdiğiniz bir ev kokusu içindeki rahatlama alanını genişletecektir. Uykusuzluk çektiğinizde, kurduğunuz bu düzen zaman içinde sizi elinizde olmadan bile bu huzur ve rahatlama noktasına doğru hızla çekecektir.
6. BİR SÜRE KENDİNİZLE OLMAK /
Bazen günlerimiz kendiliğinden plansızca gelişir. Telaş etmeden…Böyle zamanlar, kendimizle yeniden bir denge yaratabilmemiz için ideal zamanlardır. Kendinize biraz bu zamanı verin. Her zaman söylediğim gibi bu bencilce bir davranış değildir. Bedenimizin kendi kendini iyileştirmesi için gereklidir. Tıpkı tatile giderken kaldığınız yere gider gibi, gidemediğiniz zamanlarda an’da kalmanızı tavsiye ederim. Bazen çevremizdeki minik ama çok değerli şeyleri gözden kaçırıyoruz.
7. İÇİMİZDEKİ ŞİFA VEREN ENERJİYE ODAKLANMAK /
İçimizde oluşturduğumuz enerji sadece kendimize değil, çevremizdekilere de iyi gelebiliyor. Dinlendiğinizde açığa çıkan dingin enerjiden çevremizdekiler de olumlu anlamda etkileniyor. Sizin, en kritik anda odadaki en sakin kişi olmanız, tüm çalkantılı enerjiyi sakinliğe dönüştürebiliyor.
8. İYİ YANLARIMIZ KADAR KÖTÜ YANLARIMIZI DA SAHİPLENMEK /
“Dünyanın çok daha fazla “olduğu gibi olabilen” barışçıl ve neşeli insanlara ihtiyacı var.” diyor Thich Nhat Hanh. Hoş olduğu kadar, hoş olamayan duygularımıza da açık ve kabul edici bir yaklaşım sergileyebiliriz. Olma halimiz, yapma halimizi etkiliyor. Kaygılı bir zihin yapacağımız işe kendimizi yüzde yüzümüzle verebilmemizi engelliyor.
9. MUTLULUK YANINDA DİĞER TÜM DUYGULARA DA ALAN AÇMAK /
“Mutlulukla ilgili düşüncelerimiz, mutlu olmamızı engelleyen en temel unsur.” diyor Hanh. Sanki mutsuz olmayı başarırız olmak gibi algılamak doğru bir strateji olmayabilir. Bazen gerçekçi olmayan hedefler bizi mutsuzluğa itebiliyor. Yanıltıcı ve hayal ürünü arzular, bizi mutsuz edebildiği gibi yaşadığımız anın güzelliğinden bizi uzaklaştırır.
10. ŞEFKATİ KENDİ İÇİMİZDEN BAŞLATMAK.
Şefkate kendimizi dahil etmezsek tam olarak hayatımıza taşıyamayız. Aynı şekilde kendimizi suçlamak da bize hizmet eden bir yaklaşım değildir. Bir ağaç ektiğinizde, eğer o ağaç büyümezse, ağacı süçlamaz ve oun yerini, gübresini suyunu değiştiririz. Aynı şekilde, bize iyi gelebilecek içsel ve dışsal ortamı yaratmak için de çaba sarf etmemiz gerekir.
11. DİNLENMEK VE RAHATLAMAK /
Rahat bir yere uzanarak an’da yaşadığınız deneyimlere odaklanmak insana huzur ve rahatlama verebiliyor. Uzandığınız yerde, kulağınıza gelen tınıları, rüzgarın sesini, kokuları, vb. duyumsama size rahatlatacaktır. Hatta güleceğiniz yokken bile durduk yerde gülümseme pratiği yapmanız bile yüz kaslarınızı rahatlatacaktır.
12. DUYGU VE DÜŞÜNCELERE TUTUNMADAN AN’DA KALMAK /
Pek çok kez belirttiğim gibi geçmişin pişmanlıkları ya da geleceğin endişelerine kapılmadan an’da kalabilmek bize gerçek değişim ve dönüşüm imkanı sağlıyor ve bize dayanıklılık sağlıyor.
Sevgiyle kalın,
An’da kalın.
Raquel Habib