
10 Ocak 2014’te Şalom Gazetesindeki Zamane Çocukları Köşemde yayınlanmış olan yazımı paylaşmak istedim….
“Elimizden gelenin en iyisini yapmak” bize öğretilen, bizim de çocuklarımıza öğrettiğimiz bir kavramdır. Peki acaba bu ne demek?
Zaten o an yaptığımız elimizden gelenin en iyisi değil midir ki?
Daha iyisini yapabilseydik zaten yapmayı biz de tercih etmez miydik?
Bu durumda hem çocuklarımızı hem de kendimizi hırpalamanın ne anlamı var?
Geçmişte olanlara sinirlenmenin ne anlamı var?
Bir dahaki seferler için bilgi toplamak ve tecrübelerimizi derinleştirme şansımız var iken hayıflanmak bize ne kazandıracak?
Kim bilir, belki de sadece egolarımız besleniyordur bu süreçten. Her zamanki gibi tuzağına düştüğümüz egolarımız. Ah bir arınabilsek şu egomuzdan kimbilir ne kadar huzur içinde olurduk hepimiz. Tutsak olmak yerine kral olurduk, kendimizi yönetirdik. Bazen soruyorum kendime, çocuklarıma konuşurken acaba kim konuşuyor çoğu zaman? Ben mi? Egom mu?
Birden fark ettim ki konuşurken yoğun olarak negatif duygular hissediyorsam ve bu duygular tarafından yönetilip kendi nefsime hakim olamıyorsam işte o konuşan egommuş. Onu tanımaya başladıkça aslında onun da derinlerde bir yerde karanlık bir gölgeden beslendiğini fark ettim. Bu karanlık gölgem aslında bilmediğim ama beni yöneten tarafım.
Her karanlık ancak aydınlık var ise var olabilir. Her zıt kutup birbirinden beslenir.
Dengede olmak, zıtlıkları ortada buluşturmak bizleri görünür ve huzurlu kılacaktır. İşte bu karanlık gölgelerimi ışığa çıkartırsam ancak o zaman saf ve temiz duygular ile karşılarım bana verilenleri ve ben de verebilirim geriye sevgilerimi.
Sevgi ile kalın…
Raquel Habib